Bir tarafta direkten dönen toplar, hücum aksiyonları, kanatları kullanmaya çalışan bir Galatasaray. Diğer tarafta ligin en çok pozisyon üreten takımı olmasına rağmen bir pozisyon bile bulamayan Fenerbahçe. Maçı izlemeyen birine anlatılabilecek bu cümleleri söylememiz yeterli olurdu herhalde.
Ben her ne kadar yukarıda böyle yazsam da, İkinci yarıyla beraber bekleyen bir Galatasaray gördüm ben. İlk yarı bitmeden 5-25. dakikalar arasında yaptığı baskıyla bir iki gol daha gol buna bilseydi Galatasaray işin rengi bambaşka olabilirdi.
Mancini Burak'ı yine kanatta oynatmayı tercih edip Drogba'yı tek forvet olarak bir oyun planı kurmuş. Önde basan sürekli koşan ara ara dinlenen bir Galatasaray vardı sahada, Melo her zaman ki gibi çok etkiliydi. Kimin sarı kartı var, kime ne zaman müdahale edilmesi gerekir gibi sorulara kafasında çok iyi cevaplar bulabilen bir oyuncu Melo. Keza Emre'yi oyundan attırmak için elinden geleni yaptı ve bu konuda başarılı oldu fakat maçın sonlarında pozisyonun içinde olmamasına rağmen hakemle çok gereksiz bir diyaloğa girerek ikinci sarıdan oyundan atıldı.
Drogba; Yerinde çok etkili bir oyun sergiledi. İstediği yerde istediği topları zaman zaman aldı. Üzerine gelen tüm hava toplarını kazanmasını bildi ve ayağında top tutarak skor anlamından değil ama hücum anlamında takıma büyük katkısı oldu.
Burak; Kanatta yine etkili olamadı. Kanatta iki çok net pozisyon buldu ama bu iki pozisyonda da topu Fenerbahçeli oyunculara çevirdi, iki net pozisyonu çok ucuzca harcadı
Sneijder; Etkili bir oyun sergiledi. Klasik gollerinden birini attı(melo'nun tek topunu unutmamak lazım). İkili mücadelelerde sürekli galip gelen taraftı.
Telles; Telles'in açık alanda neler yaptığını bilen Fenerbahçe takımı bu oyuncuya önlem almış gibiydi. Top Telles'in ayağına geldiğinde karşısında iki rakip oyuncuyu görüyordu. Defansta Melo ve Balta'nın yardımıyla hatasız oynadı.
Selçuk; Mancini ile ilgili daha önce bir sürtüşme olmalı ki maç esnasında bu tartışma devam etti. Birincisi Mancini bir pozisyon hakkında Selçuk'a serzenişte bulunurken Selçuk'un hocasına anormal tepki vermesi, ikincisi sakatlanan Selçuk'un kendini yere bırakması gerekirken direk oyundan çıkmak istemesi sonucu hocasıyla ile arasında olan tartışma. Ben bu olayları Galatasaraylı bir oyuncuya yakıştırmadım. Bu gösteriyor ki eğer bir oyuncu hocasını istemiyorsa maça çıktığı zaman oynamıyor ve takıma zarar veriyor, bunu daha önce Rijkaard örneğinde gördük. Bu tip olayların takıma zarar vermekten başka hiç bir şeye yaramadığını söylemek istiyorum.
Semih Balta ikilisi; Neredeyse sorunsuz oynadılar. Kanatları ve orta sahayı kullanamayan Fenerbahçe Emenikeyi uzun toplarla bulmaya çalıştı fakat bu ikili hiç bir pozisyonda hata yapmayarak Fenerbahçe'nin pozisyon bulmasına mani oldu.
Bülent Yıldırım: Çok fazla kart kullanma gereği duydu. Yanlış zamanlarda yersiz kartlar gösterdi. İlk yarıda Emenike'nin ve Bruno Alves'in net kırmızı kartlarını atladı. Emre'ye gösterdiği tavizi Melo'ya göstermedi. Daha önce kart görmesi gereken Emre'nin pozisyonlarını es geçerken Melo'ya Emreden daha önce kart gösterdi. Maçta 16 sarı 2 kırmızı olamak üzere toplam 18 kart çıktı.
0 Yorumlar